Toplumu Ayrıştıran ‘’ İlkesizlikler ’’

Türkiye toplumu; Osmanlı’da dahil tarihin her döneminde farklı kimlikler, farklı inançlar ve farklı yaşam tarzlarının beraber yaşamasına tanıklık etmiştir.

Sedat CİHANGİR Türkiye toplumu; Osmanlı’da dahil tarihin her döneminde farklı kimlikler, farklı inançlar ve farklı yaşam tarzlarının beraber yaşamasına tanıklık etmiştir. Bu güzel birliktelik elbette ki bir ülke için oldukça büyük bir zenginliktir. Bu zenginliği korumak ve sonraki nesillere aktarmak hepimizin boynunun borcudur. Sadece bu değil, ülkemizi bütün fiziki fenomenleriyle korumayı başaramazsak yarınlara yaralı bir ülke bırakmış oluruz. Mademki beraber yaşamada sorun yoksa ayrıştırıcı ilkesizlikler nelerdir? Elbette ki faydalanıcı siyaset; bir kimliğe, bir inanca yakın yöneticilerin kendi taraftarlarını bir araya toplayıp, diğer inançlardan ve kimliklerden ayrıma çabasıdır. Faydalanıcı siyaset kendi taraftarlarıyla güç ve kariyer elde etme çabasına girerken, toplumda kutuplaşma ve akabinde kaos için tohumlar ekmektedir. Bu durum; Ülkemizi ve toplumumuzu yarınlar için hazırlamamızın önüne geçmektedir. Zira insanlar birbirine kendini anlatma ve karşı tarafa kabul etme çabası içerisindeyken, gerçek sorunları belirleme ve çözüm aramaktan hep uzak kalmaktadır. Birey olarak hepimize düşen; bahsettiğim bu birlikteliği zayıflık ve tehdit olarak görmekten ziyade zenginlik ve güç olarak görüp daha öncede bahsettiğim ülkemizi bütün fiziki fenomenleriyle korumaktır. Nedir nu fiziki fenomenler; toprağımız, suyumuz, ağacımız, insanımız ve ülkemizde var olan canlı ve cansız bütün fenomenlerdir. Birbirimizle kavga edip bunları önemsemez yahut görmezden gelirsek, hem toplumsal çürüme hem de bütünsel çürümenin önünü açmış oluruz. Eğer yarınlara birlikte yaşamayı aktaramazsak toplumsal çürümeyle kendi sonumuzu kendimiz hazırlamış oluruz! Eğer yarınlara işletilecek bir toprak bırakmazsak kendi sonumuzu kendimiz hazırlamış oluruz! Eğer yarınlara içilebilir su kaynakları bırakmazsak kendi sonumuzu kendimiz hazırlamış oluruz! Eğer yarınlara altında gölgelenecek bir ağaç bırakmazsak kendi sonumuzu kendimiz hazırlamış oluruz! Eğer siyaset yapma tarzımızı daha yapıcı, daha kapsayıcı bir düzleme taşımazsak kendi sonumuzu kendimiz hazırlamış oluruz. Farklılıklar zayıflık değil, zenginliktir. Bu konuda, benimde içinde doğup büyüdüğüm şehir olan Kars Türkiye’nin bahçesidir. Sizde takdir edersiniz ki bir bahçeyi güzel yapan farklı ağaçlar ve farklı farklı çiçeklerin olmasıdır. Daha güzel yarınlar için bahçemizi koruyalım.